Medya Siyaset… İktidar basınında İmamoğlu kararı: ‘İstediğini aldı’
Ekrem İmamoğlu’nun hapis cezası ve siyaset yasağı tartışması neredeyse gündem olan Türkiye’de bile oldukça yoğun. arkada kalacak benziyor Anket firmaları ve kaynakları çoğunlukla bu firmaların anketlerinden oluşan bir dizi yazar; yazın muhalefetten, sonbaharda ise hükümetten yana olduğunu söylüyor uzun zamandır. Ancak morfin açlığı yaşayan Türkiye gündeminin çelik midesini doyurmak için kaldıraçlı hikayelere olan ihtiyaç artıyordu. bire bir analizÜç ay değil, üç hafta bile değil, o çelik mide…
İmamoğlu’nun cezası böyle bir anda geldi. Alaycı bir şekilde söylenseydi, “yer neşelendi” denilebilirdi! İlk günkü siste ortaya çıkan ilk yansımalar; o ürkek, temkinli, heyecanlı, şaşkın, bilgin yorumlar, yumurtadan çıkmış caretta yavruları gibi hakikatin sularına ulaşmaya çalışır; kumda yürümek Çalışırken bir performans oluşturur. Belli bir bilinmeyen de olsa bir mana üretir. Medyanın tavrı da öyle.
Muhalefet tek sestir. Erdoğan’ın iki yafta kavramına atıfta bulunarak ‘milli iradeye darbe’ argümanı öne çıkıyor. Bütün gazetelerde bu kelime veya türevleri manşet oldu.
Ama sanırım asıl merak edilen, iktidar yanlısı medyanın tavrı. Dün geceden kalan bazı miras belirtilerini göz önünde bulundurarak bile tavır almamak… İlk belirtilere birlikte bakalım…
İktidara yakın gazetelerde iki farklı, hatta farklı dememek gerekir, iki ‘ayrı’ imaj var. Bunlardan biri ve daha yaygın olanı, haberleri yorum veya tavır olmaksızın olabildiğince ‘düz’ olarak bildirmektir. Orada da bir kalıp var: “İmamoğlu 2 yıl 7 ay ceza alıyor”… Bu mekanik unvan veya türevleri çok yaygın.
Yeni Şafak: İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis cezası
Hürriyet: İmamoğlu’na hapis cezası
Milliyet: İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis
Türkiye: İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis
Gönderi: Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis
Türkgün: İmamoğlu’na hapis cezası
Bu manşete ufak bir el atmaya cüret eden Sabah gazetesi oldu: “YSK’lılara hakarete 2 yıl 7 ay ceza” başlığını attılar. Ama YSK üyelerine de küçük bir dokunuşla hakaret etti.
Çoğunda İmamoğlu’nun haberi ve Beşiktaş’ın eski belediye başkanının tutuklanması coğrafi komşu yapıldı. Bir yandan “CHP burada, hep karakol” algısı veriyor; ama bir yandan da “operasyon haberi” yönünde her ikisi de algı riski taşıyor, kim bilir?
* * *
İkinci imaj, yüksek dozda İslamcılık içeren, çoğunlukla tabloid gazete şeklinde olan medyada ortaya çıkıyor. Ekrem İmamoğlu’nun bu kararı fırsata çevirdiğini açıkça söyleyerek doğrudan tavır alıyorlar.
Akit: ‘Idiot’tan siyasi gösteri topladılar
Takvim: Şehir tiyatrosu
Milat: Ekrem’in gösterme şansı var
Diriliş Postası: ‘Ben de mağdurum’
* * *
Bu iki gazete kümesinin hemen hepsinin ortak noktası, yargı süresinin 1 ile 4 yıl arasında süreceğini ve kararın şu anda İmamoğlu’nun adaylığına engel olmadığını vurgulaması.
* * *
Sabah’ta Okan Müderrisoğlu ve Mehmet Barlas ile Hürriyet’te Abdülkadir Selvi bahis hakkında yazdılar veya yazılarında bahsettiler.
Okan Müderrisoğlu, “Masadan kalkmayan aday profilini adliye koridorlarından çıkarma oyunu oynanacak” o yazdı. Gazeteden Hilal Kaplan’ın dün Twitter’da yazdığı gibi:
“Bu kararı isteyenlerin, verenlerin zaten İmamoğlu taraftarı olup olmadığı da merak ediliyor. Temyizden olası dönüş kararı ile sandık mühendisliği yapılıyor.”
Kararı veren mahkeme üyelerine topu belli belirsiz ve ürkek de olsa atma eğilimi burada da yüzünü gösteriyor.
Mehmet Barlas bir adım daha ileri gider ve “İmamoğlu istediğini aldı”İddiasını ortaya koyuyor ve devam ediyor:
“…Neresinden bakarsanız bakın İmamoğlu’na hiçbir yaptırımı olmayan garip bir karar. Ancak bu karar, kamuoyu nezdinde itibarını yitirmiş, başarısız bir belediye başkanı imajına sahip İmamoğlu için can simidi oldu.”
Abdülkadir Selvi ise durumu daha ‘akıllı’ tutmaya çalışır. “Mahkemelerin siyaseti tasarlama biçiminden rahatsızım” diyor.
Selvi, Erdoğan’ın da bu karardan rahatsız olduğu varsayımını yazdı. Sabah yazarlarıyla paylaşmak üzere olduğu şu yorumu da var: “Neler oluyor? Yargı aracılığıyla birileri ne düzenliyor?”
Genel görünüm için (siyasi olarak kendini daha az ‘sorumlu’ hisseden magazin dergileri ve İslamcı magazin dergileri hariç) temkinli olma, kelimeden mümkün olduğunca kaçınma, risk almama, bekleme, bekleme eğilimi olduğu söylenebilir. ve bakın. Açıkçası herkes Erdoğan’ın yön göstermesini bekliyor. Aslında bu ‘yön bekleme’ hali son zamanlarda giderek daha sık ortaya çıkıyor…